DOLAR
32,40 -0.09
EURO
34,72 -0.26
ALTIN
2.420,63 -0.59
BIST
10.083 0.00
BITCOIN
63.220 +1.72
12
13.01.2020, 10:47 317

Chicago Boys

Mevzu nedir? Mevzu bizim için ekonomidir. Mevzu ekonomi dediysek, öyle anlaşılmayan kavramlar ve verilerden bahsetmeyeceğiz. Biz daha çok ekonominin tarihsel boyutu üzerinden insanoğlunu etkileyen yönlerini ele alacağız.

Neden ekonomi tarihi? Tarih toplumların hafızasıdır. Hafızamız ne kadar kuvvetli ve dolu ise; geleceğe de ancak o kadar yön verebiliriz. Bu yüzden hafızayı taze tutmakta fayda vardır. Tabi ki beşer hafızasında olduğu gibi toplulukların hafızası da kendine has tecrübeler ile kendine has bir yapıya sahiptir. Bu yüzden başka insanların hayatlarından ders çıkarmak ta olduğu gibi başka toplulukların tecrübelerinden de yararlanmakta fayda vardır. Bu yüzden dünya tarihi ve bu tarihin içerisindeki iktisadi olayların hepsi bizim için öğrenilmeyi bekleyen tecrübeleri temsil etmektedir.

Ekonomi kavramı Yunanca ‘Oeconomicus’ kavramına dayanmaktadır. Oeconomicus, antik Yunancada ‘ev ekonomisi’ anlamına gelmektedir. Tabi ki tarihsel süreç içerisinde -mübadele ilişkilerinin derinleşmesinin de katkısıyla- ekonomi bunun haricinde daha birçok farklı anlam kazanmıştır. En genel tanımıyla ekonomi insanların belirli kaynaklarla kendi ihtiyaç ve isteklerini karşılamak için giriştikleri mübadele ilişkilerinin bütününü inceleyen bilimin adıdır. Bu genel tanımın dışına çıktığımızda ise -yukarıda bahsettiğimiz gibi- ekonomiye insanoğlu tarafından yüklenen birçok anlamla karşılaşmaktayız. Bu anlamlardan bugün bizi ilgilendiren ve en önemli olanı ise bir hakimiyet aracı olarak ekonomidir. Tanımlamayı bugünden yapsak da ekonominin hakimiyet aracı olması çok eski çağlara uzanmaktadır. Eski İngiltere Krallarının tüccarlara olan saray borçlarını ödeyebilmek için madeni paranın değeri ile oynayabilmeleri bunun en basit ve bir o kadar çirkin halidir. Diğer taraftan yüz yıllar sonra aynı İngiltere’nin Londra’yı bir finans merkezine çevirmesi ve Osmanlı gibi birçok devlete borç vererek, bu devletler üzerinde baskı kurabilecek hale gelmesi de bu meselenin zirve örneklerinden bir tanesidir.

Diğer taraftan ekonomi tarihinde bu konuya en bariz örneklerden bir tanesi ise ‘Chicago Boys’ olarak bilinen bir grup Şilili ekonomistin hikayesidir.

Chicago Boys

Eskiden bu yana, özellikle coğrafi keşiflerden sonra, Amerika Kıtası emperyalist devletlerin çatışma alanı olmuştur. Zaten hepimizin bildiği gibi Amerika Birleşik Devletleri de Avrupa’nın farklı uluslarından gelen kolonilerin birleşmesi ve İngiltere’ye karşı bir bağımsızlık mücadelesine girmeleri sonucu kurulmuştur. Yalnız bu zaman zarfında Latin Amerika ülkeleri hala bağımsızlık mücadelesi vermekle uğraşıyorlardı. Özellikle İspanyolların büyük etkisinin olduğu Latin Amerika ülkeleri, bağımsızlıklarını ABD’den çok sonra kazanmışlardır. Diger taraftan ABD bağımsızlığını ilan ettiği günden bu yana, Latin Amerika ABD için bir arka bahçe olmuştur. Arka bahçe söylemi, ana karanın güvenliği, ticari çıkarları, politik hakimiyeti gibi birçok terimi kapsamaktadır. Yani Ortadoğu, Akdeniz veya Ege Türkiye için ne ise Latin Amerika’da jeo-stratejik açıdan ABD için o demektir. ABD’nin kıtasal üstünlük için attığı ilk resmi adım tarihe Monroe doktrini olarak geçmiştir. ABD Başkanı James Monroe tarafından 1823 yılında kongreye bir mesaj çekilmiştir. Mesaj iki önemli noktaya dikkat çekmektedir.

Birincil olarak, ABD bağımsızlığını kazanmış Latin Amerika ülkelerinin hamisi olarak kendisinin olduğuna dikkat çekip, her hangi bir şekilde Avrupalı devletlerin bu ülkelere sömürge amaçlı yaklaşımına dostane bir tavırla karşılık vermeyeceğine dikkat çekmiştir.

İkincil olarak, ABD Avrupalı devletlerin iç işlerine karışmadığına ve Avrupalı devletlerin Amerika kıtasının her hangi bir iç meselesine karışmasını da istemediğini ve böyle bir müdahaleyi düşmanca bulacağını ifade etmiştir.

Monre doktrini aynı zamanda ABD’nin yalnızlaşma politikası olarak ta bilinmektedir. Buraya kadar olan bölümde Şili ve diğer Latin Amerika ülkelerinin ABD’nin kıtasal hakimiyeti perspektifindeki önemlerini anlamış olduk.

Şili Projesi

İkinci dünya savaşından sonra Amerika Birleşik Devletleri kendisini Rusya’ya karşı bir soğuk savaşın içinde buldu. Soğuk Savaş döneminin ilk başkanlarından olan Truman tarafından Four Point Program adında bir uluslararası ekonomik program başlatılmıştır. Bu program bünyesinde yer alan projelerden bir tanesi de 1950 yılında başlatılan Şili Projesi’dir. Şili Projesi kapsamında 1950-1970 yılları arasında, Şikago Üniversitesi ile Şili Katolik Üniversitesi arasında gerçekleşen protokole bağlı olarak 100’den fazla seçkin öğrenci Milton Friedman’ın gözetiminde Şikago Üniversitesinde lisans ve lisans üstü eğitim almışlardır. Öğrenciler Neo-liberal doktrine göre yetiştirilmişlerdir. ‘Chicago Boys’ ismi ise Milton Friedman tarafından verilmiştir. Öğrenciler eğitimlerini aldıktan sonra Şili’ye dönmüş ve devletin yüksek kademelerindeki kişilere danışmanlık yapmaya başlamışlardır.

Şili Mucizesi veya Şili Felaketi

Tarihler 1973 yılını gösterdiğinde Agusto Pinochet ABD destekli bir darbe ile yönetimi ele almıştır. İş başına geldiğinde ise ilk işi ekonomi yönetimine Chicago Boys grubundakileri getirmek olmuştur. Bu şekilde ABD Şili’de hem ekonomik hem de politik bir güce sahip olmuştur. Şili Mucizesi olarak bilinen ekonomik programın temelinde ekonomik liberalleşme, devlet şirketlerinin özelleştirilmesi ve enflasyonun kontrol altına alınması yatmaktaydı. Bu program çerçevesinde öncelikle yabancı, özellikle Amerikalı yatırımcılar Şili’ye getirilmişti. Sağlık hizmetlerinden ulaşıma, şirketlerden madenlere kadar her şey bu firmalar eliyle özelleştirilmişti. Enflasyon düşürülmüştü ama bir sorun vardı. İşsizlik %10’lardan %20’lerinde üstüne çıkmıştı. Ekonomik büyüme bir süre kısmen sağlansa da gelir adaletsizliği müthiş şekilde artmıştı. Enflasyonu yüksek olsa da Şili bu ekonomik müdahalelerden önce gelir adaletsizliğinin en az görüldüğü örnek ülkelerden bir tanesiydi. Diğer taraftan bu uygulamalar gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi yumuşak güç (soft power) ile uygulanmamıştı. Pinochet’te kendinden öncekiler gibi bir baskı rejimini devam ettirmiş ve ekonomik programı sert güç (hard power) ile dikte etmişti. Şili’de diktatörlük ve neo-liberalizm birleşmişti. Bir ülkeye bundan daha kötü ne yapılabilirdi ki?

Şili’de Aslında Ne Oldu?

Bu genel bilgilerden sonra Şili’de gerçekleşenlere biraz daha farklı bir perspektiften baktığımızda görüyoruz ki; büyük bir güç kendi ekonomik ve politik doktrinini dayatmak için öncelikle kendi düşüncesinde insanlar yetiştiriyor. Tabi bu yetişme sürecinde hiçbir Şilili ekonomist ülkesine zarar vermek amacıyla bir şey öğrenmemiştir, öğrendiklerinin doğru olduğuna ikna edilmeleri haricinde bir hataları olduklarını da sanmıyorum. Yetiştirilen insanlar kendi ülkelerine yeniden gönderilir ve artık öğrenilenlerin uygulamaya dökülmesi gerekir. Hatta uygun politik ortam yoksa bir darbe yaparak bu kadroları iş başına getirmeniz gerekir. Uygulamalar başlar ve görürüz ki özelleştirmelerden ilk faydalanan ve ilk yatırımlara konanlar Amerikalı firmalardır. Diğer taraftan Avrupalı firmalar Şili’ye girmek için Amerikalılardan izin almak zorundadırlar. Kıtasal hakimiyet Şili özelinde kurulmuştur. Latin Amerika üzerine çalışan birçok ekonomist Şili Mucizesi olarak adlandırılan bu programın aslında bir Şili Felaketine dönüştüğünü ifade etmektedir. Şili gibi gelir adaletsizliğinin azlığına örnek gösterilen bir ülke, modern dünyanın gelişmiş ama gelir adaletsizliği hat safhada olan ülkelerinden birine dönüştürülmüştür. Tabi ki bundan en çok çıkar sağlayanda yine Amerikalı sermaye sahipleri olmuştur. Kaybeden ise; her şeyden habersiz, insan gibi yaşamak için mücadele eden halk oldu. Yani Şili’de sermaye kazandı, halk kaybetti. ABD bu uygulamayı sadece Şili için de uygulamamıştır. Aslında birçok Latin Amerika ülkesinde dönüşümler için bu şekilde kadrolar yetiştirilmiştir ama en bariz ve bilinen örneği Şili’dir.

İlk ders için biraz ağır olmuş olabilir ama örneğimizin ‘hakimiyet aracı olarak ekonomi’ anlamını yeterince iyi karşıladığını düşünüyorum. Diğer taraftan ana konu çok detaylı olduğu için ve yazıyı aşırı uzatacağı, için birçok alt meseleye yazıda detayları ile girilmemiştir.

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!
Günün Karikatürü Tümü

Günün önemli haber ve videoları WhatsApp kutunuzda! Telefon numaranızı yazın, hemen abone olun...

12
az bulutlu
Puan Durumu
Takımlar O P
Takımlar O P
Takımlar O P
Takımlar O P
Namaz Vakti 30 Nisan 2024
İmsak 04:07
Güneş 05:43
Öğle 12:51
İkindi 16:40
Akşam 19:49
Yatsı 21:18

Gelişmelerden Haberdar Olun

@