DOLAR
32,37 +0.15
EURO
35,02 -0.21
ALTIN
2.325,55 +0.22
BIST
9.066 -0.15
BITCOIN
69.650 -1.35
12
08.03.2021, 09:16 5778

Her masal mutlu bitmiyor. Biz işimizi yapalım

Bazı geceler uykusuz kalıyorum.
Ve bu satırları gecenin bir yarısında sessiz ve kitap dolusu bir odadan yazıyorum.
Son zamanlarda neşeli sloganların yerini de derin düşünceler aldı. Bir çıkmazda olduğumun da farkındayım. Buhranlı bir sabaha uyanmış yaşlı bir adam gibi huysuzluk yapmamda bundan sanırım.
 
Zira nereden başladığımızı ve nereye ulaştığımızı çok iyi görüyorum.
İsmini bilmediğimiz birçok kahramanın emek verdiği kazanımların tehlikede olduğu ise artık sır değil. Ancak kimse dile getirmiyor. Veya bir şekilde düzelir diyor sanırım.
 
Nede olsa bir Erbakan çıkar.
Daha önce kimsenin duymadığı şeyler anlatır. Önce Ahlak ve Maneviyat, Siyonizm, Ağır Sanayi Hamlesi diyerek bir kıvılcım yakar yeniden. 
 
Sonra belki bir Erdoğan çıkar.
Bir şiir okur, herkesin konuşmaya korktuğu bir zamanda. Sonra cezaevi günleri gelir ardı sıra. Yeni bir düzenden bahseder. “Dünya beşten büyüktür” der ve biz yeni sokaklara dökülürüz. Sonrası alkış kıyamet.
 
Ne güzel değil mi?
Birileri bir şeyler yapsın bizlerde onları takip edelim. Onlar bedel ödesinler biz onları tebrik edelim. Alan açsınlar bize koltuk sahibi olalım. Oturduğumuz yerler değişsin ve giyindiğimiz markalar. Nasıl olsa reis var nasıl olsa bir şekilde kazanıyoruz.
 
Peki ya hiçbir şey tahmin ettiğimiz gibi olmazsa?
Örneğin, bedel ödeyenlerin bizlere teslim ettiği makamları sadece işgal ettiğimiz için nesilleri kaybediyorsak. Milli ve yerli olması gereken eğitim sistemimiz bu topraklara yabancıysa. Çocuklarımızı emanet ettiğimiz öğretmenlerimiz devletimizin idealizmini taşımıyorsa. Tarihini tanımayan, ülkesinin bölgesel değerinden habersiz, manevi olarak yıpratılmış bir nesil geliyorsa arkamızdan. Gençlerimiz bizi beğenmiyorsa. Ya arkadaşlarına “Ne olmuş yani 28 Şubatta zülüm olduysa” diyorsa bir başörtülü imam hatip öğrencisi.
 
Hayatın her alanında güçlü olmak zorundayız. Sermayesi olmayan bir ideoloji elbette güçlü olamaz. Zira rızkın onda dokuzunu ticarette olduğunu söyleyen bir dinin mensuplarıyız.
 
Peki ya içimizde yabancılar ve yalancılar varsa?
Tüyü bitmemiş yetimin hakkını düşünmeden gasp ediyorsa. Veya inandığı gibi yaşamayı unutan birileri yaşadığı gibi inandıysa. Daha kötüsü ise, Hz Ömer’in devletin mumunu nasıl kullandığını anlatıp sonra devletin imkânıyla saadet yaşıyorsa büyülenmiş gözleri.
 
Herkesin hatası olur elbette. İnsanoğlu hata yapmaya meyilli bir varlıktır sonuçta. 
 
Peki ya Müslüman kimliği taşıyanlar, Müslüman kimliğini yaşamıyorsa?
Her rekâtta “Yalnız sana ibadet eder, yalnız senden yardım dileriz” diyerek ellerini ve gönlünü Allahtan başkasına açıyorsak. Önderlik yapması gerekenler kendi derdine düştüyse. Faizi haram kılan Allaha muhalefet ediyorsa içimizden birileri. Ya da en kötüsü bu tabloyu seyredip inancı sarsılan bir genç deizm belasına kapılıyorsa.
 
Herkesi gençlerden bekliyoruz. Gençler bu ülkenin geleceği elbette. Yarınımızı teslim edeceğimiz âdemler.
 
Peki ya emanet ehlinde değilse?
Bu ülkenin gençlerine yatırım yapması gerekenler kendi ikballerinin ötesine geçemiyorsa. Sivil toplum kuruluşlarımız sivil kalamıyorsa veya ne yaptığını bilmiyorsa kurumlarımız. Üretemiyorsak, bir kısır döngünün içerisinde dönüyorsa günlerimiz. Gençlerin derdinden ziyade dar oligarşik kadroculuk yapıyorsa idarecilerimiz. Birileri koltuklarını kaybetme korkusuyla hareket ediyorsa. Gençlerin her dönemde ihtiyacı olan samimiyettin değil paranın, gücün ve yakınlıkların ölçü kabul edildiği bir sistem kurulduysa. O sisteme ehil olmadan dâhil olanların yanlışları sisteme zarar vermeye başladıysa. Ve geleceği planlaması gerekenler nefsi arzularına yenik düşüp karunlaşıyorsa.
 
Meselenin özü şu aslında.
Hepimiz bizden önce bedel ödeyenlerin emanetleri üzerinde oturuyoruz. Ve bedel ödemeye devam edenlerin teslim ettiği alanlarda bulunuyoruz. Kendimizi, ahlakımızı, ailemizi, medeniyetimizi ve gençliğimizi kaybetmenin eşiğindeyiz. Her türlü imkânın elimizde olduğu bugünlerde halen hazır yemek bekleyenler ahmak değilse ihanet içerisindedir. Kazanımlarımızın tehlikede olduğu bu dönemde, birbirimizle uğraşmaktan ziyade işimize odaklanmamız gerekmiyor mu?
 
Hayatın her alanındaki rollerimizi gözden geçirmeye ihtiyacımız var. Siyasi görevi olanlar siyasetini, sivil toplum kuruluşları kendi işini, devlet görevlileri ise kamu görevini inandığımız değerlere uygun olarak yapmaz ise kaçınılmaz son bizi bekliyor. 
 
Esasen her alanın rolleri birbirinden farklı ve kesin çizgilerle ayrılmış durumda ancak nefis bırakmıyor sanırım ki; bir taraftan her kesimden gençlere ulaşmak arzusunda olan sivil toplum yöneticileri siyasi olarakta kazanımlar elde etmek istiyor. Devletin imkânlarından fayda sağlamayı devletin imkânlarını ve bürokratlarını koordine etmekle karıştırmak bizi başka bir yere götürüyor. Protokollerde insan yetiştirildiğine bu cemiyet hiç şahit olmadı. Temel görevimiz çıkar, ikbal ve reklamdan uzak durmak suretiyle hayatın her alanına milli ve yerli genç yetiştirmek olmalıdır. Zira zamanı geldiğinde birileri çıkacak ve nerede o yetişmiş gençler diye hesap soracaktır.
 
Siyasetimiz ise, tamamen toplumun merkezinde olmalıdır. Bugün 94 ruhu olarak bahsetmiş olduğumuz kişilerin ahlak, güven ve adalet kokan, giyimleriyle, yaşantılarıyla ve imkânlarıyla halktan birileri olduğu unutulmamalıdır. Hatalar olur. Bu hatalar görmezden gelinmeyip gerektiğinde kabul edildiğinde güvenilirliğimizin artacağı unutulmamalıdır. Unutulmaması gereken bir şey daha var ki, bizim milletimiz düğününde oynayanı, cenazesinde ağlayanı asla unutmaz.
 
Özetle,
Yazımın başında bahsetmiş olduğumuz beklenen kişi bizleriz. Bize emanet edilen imkânları ve makamları suiistimal etmeden, emanet edenin çizdiği çizgiden ayrılmadan, şahsi ve ailevi menfaatlerimizi hesaba katmadan idealimiz uğruna çalışmak zorundayız. Zira bu imkânların devam edeceğine dair elimizde bir ilahi emir bulunmamaktadır. Her cümlemizin sonunu reisten alıntı yaparak yada reisi referans göstererek bir yere ulaşmamız imkansızdır. Reis, gecesini gündüzüne katarak işini yapıyor. Bizde işimizi yapalım.
 
Son olarak, gençlik çalışmaları bir devletin geleceğidir ve asla ihmal edilemez.
 
Dua ile

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!
Günün Karikatürü Tümü

Günün önemli haber ve videoları WhatsApp kutunuzda! Telefon numaranızı yazın, hemen abone olun...

12
az bulutlu
Puan Durumu
Takımlar O P
Takımlar O P
Takımlar O P
Takımlar O P
Namaz Vakti 29 Mart 2024
İmsak 05:05
Güneş 06:30
Öğle 12:58
İkindi 16:30
Akşam 19:16
Yatsı 20:36

Gelişmelerden Haberdar Olun

@