-->
Mevzu TV | Mevzu sadece haber değildir.

Nurettin Canikli'den açıklamalar

Genel

Canikli haberturk.com genel yayın yönetmeni Yavuz Barlas ile gazeteci Okan Müderrisoğlu'nun sorularını yanıtlıyor...

Ekonomi yönetimi ya da bir iktidar ekonomiyle alakalı hangi sonuçlar ortaya çıkınca başarılı veya başarısız olur. Bir üretilen mal ve hizmetlerin arttırılması, toplumun zenginleştirilmesi, toplumun daha çok üretir haline getirmesi. Büyümenin gerçekleştirilmesidir. Fiyat istikrarının sağlanması, kalıcı büyümenin gerçekleştirilmesi, makro göstergeler açısından bakıldığında araçtır. Amaç büyümenin gerçekleştirilmesidir.

Pandeminin kasıp kavurduğu dönemde dahi Türkiye ekonomisi yüzde 1 büyümüştür. Daralmamıştır. 2018 rakamlarına baktığınızda. Ekonomide başarının ölçüsü olan büyüme bahsedilen yıllarda en güçlü şekilde ortaya konulmuştur. Benzer trend gelir dağılımı için de geçerlidir. Türkiye'de gelir dağılımı iyileşmektedir. İstediğimiz ölçüde değil ama ciddi anlamda iyileşme vardır. Toplumun alt gelir grubunda bulunan kesime daha fazla kaynak aktarılması gereken politikaları uygulamanız gerekiyor.

Bu iki kriteri ekonomi başarıyorsa üretiyorsa ve büyüyorsa. 2002'den önce Türkiye ekonomisi yıllık 200 bin konut üretiyordu. Daha sonra 750 bin üretmiş. Bu büyüme gerçekleşmiş. Ölçü budur, onun dışındakiler totolojidir.

Yapısal reform neyi içerir? Bu eleştiriyi getirenlere sormak lazım. Yapısal reformlar yapılmıyor, AK Parti hükümetleri reformist özelliğini kaybetti deniyor. Bunun gerçekle ilgisi yok. Reformlar yapıldı ve devam ediyor. Bu dinamik bir süreçtir. Her değişim yeni reform ihtiyacını getiriyor. 2002'den bu güne dağlar kadar fark var. Hangi alanda olursa olsun reformist özelliği AK Parti'nin hiç kaybolmamıştır. Meclis'ten çıkan kanunlara bakın. Eğitim, sağlık, adalet, ekonomide sürekli reform vardır. Hangi yapısal reform yapılması gerekiyordu da yapılmadı sorusuna bu iddiayı dile getirenlerin cevap vermesi gerekiyor.

Dolar bazlı milli gelir rakamlarında bir düzeltme yapmamız gerekiyor. Toplam milli gelir rakamları tanımlanırken o günkü kur üzerinden hesaplanıyor. 2002'de doların fiyatı 1.65 dolardı. 2007'de 1.25 seviyelerine kadar gerilemişti. TL milli gelir rakamını düşük dolara böldüğünüzde yüksek bir dolar milli gelir rakamına ulaşırsınız. Burada doğru olan satın alma paritesidir, tam ölçeni budur. Reel olarak milli gelir her sene artıyor. Burada data kişi başı satın alma gücü paritesi rakamı. Ona baktığınızda herhangi bir geriye gidiş yok, istikrarlı yükseliş var. Dolar bugün 3 lira, yarın 5 lira. 3 liraya böldüğünüzde TL bazlı milli gelir farklı bir gelir, 5'e böldüğünüzde daha farklı bir rakam ortaya çıkınca. Onun için satın alma gücü paritesi olarak kullanmak lazım. Satın alma paritesi itibarıyle hem kişi başına milli gelir hem de toplam milli gelir artmaya devam ediyor.

Beklentileri karşılamamız gerekiyor. Toplum devam ediyor, değişiyor. Reformların realize edilmesi gerekiyor. Türk ekonomisi istihdam üretiyor. Ortalama neredeyse 1 milyon istihdam üretmiş. Artan nüfusun ortaya çıkardığı iş gücü talebi. Türkiye'de başka talepler de sözkonusu. Sanayi, imalat dışı alandan; yani tarım dışı alana iş gücü aktarılması lazım. Aslında tarımda çalışıyor görünüyor ama gizli işsiz. Tarımda toplam istihdam oranı yüzde 36 oranındaydı. Şu anda bu oran yüzde 22'lere düştü. Oradan 3,5 milyona yakın, tarımdan tarım dışı alana geldi. İlave olarak 3,5 milyon tarımdan tarım dışı alanına geldi.

Kadın istihdam oranı çok düşüktü. Burada da biz teşvik ettik kadınlarımızın istihdama katılımlarını sağlamak amacıyla. Burada da ilave işgücü talebi ortaya çıktı. Bu talepler olmamış olsaydı diğer ülkelerde ortaya çıkan talep kadar istihdam işgücü talebi ortaya çıkmış olsaydı şu anda Türkiye'de işsizlik oranı sıfır olacaktı.

Yorum yapabilmek için lütfen sitemizden üye girişi yapınız!
Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.